Cağaloğlu Semti / Eski İstanbul

Cağaloğlu Semti / Eski İstanbul

Cağaloğlu Semti

Cağaloğlu’nun sokakları tarih kokar. İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Cağaloğlu ne de olsa Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim merkezidir. Bab-ı Ali Yokuşu’nun ise uzunca yıllar Türk basınının merkezi olması nedeniyle bir zamanlar kâğıt koktuğu söylenir.

Günümüzde İstanbul’un halen en değerli noktalarından biri olan Cağaloğlu adını 16. yüzyılın sonlarında sadrazamlık yapan Yusuf Sinan Paşa’dan almıştır. Haldun Hürel’in İstanbul’u Geziyorum Gözlerim Açık isimli kitabına baktığımızda Cegalo isimli İtalyan bir tüccarın Piyale Paşa’ya esir düştüğünü ve onunla birlikte esir düşen oğlunun daha sonra devşirilerek Yusuf Sinan adını aldığını görürüz.

Aynı zamanda Cegalo oğlu olarak da çağırılan İtalyan asılı Sadrazam Yusuf Sinan Paşa, cesareti ve savaşçı yönü ile ön plana çıkan, Osmanlı Döneminin önemli devlet adamlarından biri olur. 40 gün gibi kısa bir süre sadrazamlık yapmış olmasına karşın Osmanlı Devleti’nin idaresinde geride önemli izler bırakmıştır.

Günümüzde İran Konsolosluğu ile İstanbul Erkek Lisesi’nin bulunduğu yerde görkemli bir sarayının bulunmasından ötürü, semt ilk dönemlerde Cığalazade olarak anılmaya başlamış, zaman içinde değişerek Cağaloğlu’na evirilmiştir. Yusuf Sinan Paşa, İstanbul’da Cağaloğlu Camii ile Tabak Yunus’ta iki mescit, Fethiye Camii yanında bir medrese ve mektep yaptırmıştır.

İstanbul’un en büyük çifte hamamlarından olan Cağaloğlu Hamamı da bu tarihi semtin en önemli parçalarından biridir. Klasik Osmanlı mimarlığının farklı özelliklerini taşıyan hamam, Sultan III. Mustafa tarafından şehrin artan su ve odun ihtiyacı nedeniyle 1768’de büyük hamam yapılmasının yasaklanmasından önce inşa edilen son büyük hamam olarak çok daha büyük bir öneme sahiptir.